Dünyada 2,2 milyarı çocuk olmak üzere 7 milyardan fazla insan yaşamakta olup, milyonlarca çocuk ve genç ebeveyn bakımından yoksun ya da kaybetmek üzeredir. Dahası 570 milyondan fazla çocuk yoksulluk içindeyken (günde 1.25 ABD dolarından daha azıyla) 150 milyon çocuk bir ya da her iki ebeveynini de kaybetmiştir. 220 milyon çocuk ise risk altındadır” (1)
Çocukları özellikle de risk altındaki çocukları konuşurken referans noktasının çocuk hakları olduğunun unutulmaması çok önemlidir. Çocuk Hakları Sözleşmesi , Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilmiş uluslararası bir sözleşmedir.
Sözleşmeye göre taraf devletler çocuğun tüm sorumluluğunu üstlenmektedirler. Çocuk Hakları Sözleşmesi halen var olan en geniş uluslararası kabul görmüş ve katılımlı sözleşmedir .
Çocuk Hakları Sözleşmesinin temel prensibi yapılacak her türlü girişimin çocuğun yüksek yararına uygun olarak yapılmasıdır.
Çocuğun korunması (şiddet ve istismardan korunması), geliştirilmesi (eğitim alması) ,yaşatılması (sağlık haklarının sağlanması) ve katılım hakkı (söz hakkı) temel prensipleri oluşturur.
Birleşmiş Milletler Genel Merkezinde 29-30 Eylül 1989 tarihleri arasında toplanan ” Çocuklar için Dünya Zirvesinde ” ilk kez imzaya açılan Çocuk Hakları Sözleşmesini toplantıda bulunan dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın imzalamasıyla Türkiye sözleşmeye ilk imza koyan devletler içinde yer almıştır. Ancak yasanın yürürlüğe girmesi için ikinci aşama olan sözleşmenin ülke meclislerinde onaylanarak yürürlüğe girmesi işlemi ancak 5 yıllık bir bekleme döneminden sonra gerçekleşmiştir. Bu meclisten onaylama işlemi ancak 9 Aralık 1994 de gerçekleştirmiştir.
Türkiye Çocuk Hakları Sözleşmesini imzalamış olmasına karşın çocukların durumuna baktığımızda çocukların korunma , yaşatılma ,geliştirilmesi ve katılımları için yeterli düzeye gelemediği görülmektedir. Çocukların yüksek yararı için olması gereken koşulların ülkemizde hala tam oturmamış olduğu görülmektedir. Özellikle uyum yasalarının çıkarılması ilk adımdır. Çıkartılan bir çok yasa olmasına karşın hala bekleyen çok önemli yasaların olduğunu da göz ardı etmemek gerekmektedir.